2 Ocak 2014 Perşembe

Dipnotlar

[1] Ancient Society, or Researches in şe Lines of Human Progress from Savagery, şrough Barbarism to Civilisation. By Lewis, H.Morgan, London, MacMillan and Co.,1877. Bu kitap Amerika'da basılmıştır; İngiltere'de bulmak çok güçtür. Yazarı birkaç yıl önce ölmüştür. [Engels'in notu]
  
[2] Karl Marx'ın Abstract of Morgan's "Ancient Society"sine atıf yapılmaktadır. -Ed.

[3] 1888 Eylülünde New-York'tan dönerken, Lewis Morgan'ı tanımış olan, Rochester.çevresinden seçilmiş eski bir Kongre üyesiyle karşılaştım. Ne yazık ki, Morgan hakkında bana pek bir şey anlatamadı. Söylediğine göre, Morgan, Rochester'de, yalnızca irdelemeleriyle uğraşan sade bir kimse olarak yaşamıştı. Albay olan kardeşi, Washington'da, Ulusal Savunma Bakanlığı'nda çalışıyordu. Morgan, kardeşinin aracılığıyla; hükümetin araştırmalarıyla ilgilenmesini ve yapıtlarından çoğunun devlet eliyle yayımlanmasını sağlamıştı. Sözünü ettiğim kişi de, Kongre üyesi olduğu sıralarda, bu işe çeşitli yardımlarda bulunmuştu. [Engels'in notu.]  
[4] Baehofen, bu ilkel durumu "hétaïrisme" terimiyle adlandırılarak, bulmuş olduğu, daha doğrusu kestirmiş olduğu şeyi ne kadar az anlamış bulunduğunu ortaya koyar. Bu sözcüğü türettikleri zaman, hétaïrisme, Yunanlılar için bekâr ya da karı-koca evliliği halinde yaşayan erkeklerin, evli olmayan kadınlarla ilişkisini belirtiyordu; bu terim, hep, adı geçen ilişkinin, kendi dışında kurulduğu belirli bir evlilik biçimini, ve hiç değilse bir olanak şeklinde, daha şimdiden, fuhuşu içerir. Sözcük zaten hiçbir zaman başka bir anlamda kullanılmamıştır ve Morgan'la birlikte ben de bu ânlamda kollanıyorum. Bachofen'in son derece önemli bulguları, erkekler ile kadınlar arasındaki tarihsel ilişkilerin kaynağını onların gerçek varlık koşullarında değil, insanlığın çeşitli çağlardaki dinsel düşüncelerinde sandığı için, her yerde gerçeklerden uzaklaşacak kadar bozulmuşlardır. [Engels'in notu.]

[5] 1882 yılının başlarında yazdıgı bir mektupta Marx[148], Wagner'in ilkel çağları tamamen değiştiren Nibelungen'in metni konuşundaki düşüncelerini çok sert sözlerle dile getirir. "İnsanın kız kardeşini karısı gibi kucaklaması hiç duyulmuş mudur?"[149] Aralarındaki aşk entrikalarını, tamamen modern bir biçimde, bir zina çeşnisi katarak daha da dokunaklı bir hale getiren bu Wagnerci sefahat tanrılarına, Marx şu yanıtı verir: "İlkel çağlarda, kız kardeş karı idi ve bu durum ahlâka uygun idi." [Engels'in 1884 baskısına notu.]

Wagner hayranı Fransız dostlarımdan biri, bu notta oydaş değil; ve daha Wagner'in dayandığı eski Edda[150] içinde, Oegisdrecka'da, Loki'nin Freia'yı: "Tanrıların önünde kendi öz ağabeyini kucakladın" diye kınamasına dikkat edilmesini istiyor. Demek ki, daha bu dönemde, kardeşler arasında evlilik yasaklanmış bulunuyordu. Oegisdrecka, eski mitoslara olan inancın tamamen yıkıldığı bir dönemin ifadesidir; Lucien [Samsatlı Lukianos -ç.] tanrıda, tanrılara karşı düpedüz bir yergidir. Eğer bir Mefistofales rolü oynayan Loki, bu yapıtta Freia'ya böylesine bir kınamada bulunuyorsa, bu daha çok Wagner'e karşı bir kanıt olur. Birkaç dize sonra, Niördhr'e hitap eden Loki, şöyle diyor: "Sen kız kardeşinle birlikte, (böyle) bir oğul getirdin dünyaya" (vidh systur thinni gaztuslikan mog), Niördhr, bir Az değil, bir Van'dır (Vane); ve Ynglings Sagog'da,[151] kardeşler arasında evlenmenin, Vanaland'da töre olduğu söylenir. Azlar ülkesinde durum böyle değildi. Bu durum, Vanların Azlardan daha eski tanrılar olduklarını gösterir. Herhalde, Niördhr, Azlar'ın arasında, onlara eşit durumda yaşadı ve Oegisdrecka, daha çok tanrılar üzerindeki Norveç efsanelerinin oluşması çağında, kardeşler arasındaki evlenmenin, hiç değilse tanrılar arasında henüz hiçbir tiksinti uyandırmadığını gösteren bir kanıttır. Eğer Wagner özürlü görülmek isteniyorsa, belki Edda'ya değil, Tanrı ve Bayader baladında, kadının dinsel teslimiyetini modern fuhuşa çok yaklaştırma yanılgısını işleyen Gœthe'ye başvurmak, daha doğru olur. [Engels'in 1891 dördüncü baskıya notu.]

[6] Bachofen'in "sefahatla döllenme" adını verdiği ve bulgulamış olduğunu sandığı engelsiz cinsel ilişki izleri, artık kuşkuya hiç yer kalmadığı gibi, grup halinde evlenmeye bağlıdır. "Eğer Bachofen bu ortaklaşa (punaluenne) evlenmeleri "kuralsız" buluyorsa, o çağda yaşayan biri de, bizim baba ya da ana tarafından yakın ya da uzak kuzenler arasındaki evlenmelerimizi zina gibi görürdü; bu işte, kandaş kardeşler arasında yapılmış bir evlenme bulurdu" (Marx). [Engels'in notu.]

[7] Engels, droit de l'homme ve droit de la femme sözcüklerini asıl metinde de Fransızca olarak yazmıştır. Droit de l'homme, hem "insan hakkı" hem "erkek hakkı" anlamına gelir; burada ünlü burjuva "İnsan Hakları Bildirisi"ne anıştırmada bulunarak, "erkek hakkı" anlamında kullanılmaktadır. Droit de la femme, "kadın hakkı" demektir.

[8] Bkz. Nibelungenlied, Song X. -Ed.  

[9] Bkz. K. Marx, F. Engels, Alman İdeolojisi [Feuerbach], Sol Yayınları, Ankara 1976; Marx-Engels, Seçme Yapıtlar, 1, s. 37. -Ed.

[10] Etsel. -ç.

[11] Marx'ın elyazması Pollux. Pollux, Grote'nin sık sık başvurduğu 2. yüzyılda yaşamış Yunan skolastiği. -Ed.

[12] Homeros, İlyada, Ode II. -Ed.

[13] Ahileos, Seven Against Thebes. -Ed.

[14] Umstand: çevrede duranlar. -ç.

[15] Homeros, İlyada, Ode II. -Ed.

[16] Tıpkı Yunan bazileus'u gibi, Aztek askeri şefini de, modern bir prens gibi gördüler. İspanyolların, önce küçümseme ve abartma, sonra da düpedüz yalanla dolu öykülerini, Morgan ilk olarak tarihsel eleştiriden geçirdi; gösterdi ki, Meksikalılar, barbarlığın orta aşamasında, ama Yeni-Meksika Pueblos'larındaki yerlilerden daha ileri bir aşamada bulunuyorlardı ve bozulmuş anlatılardan çıkarabildiği kadarıyla, kuruluşları şöyleydi; bir bölüm başka aşiretleri kendisine haraç vermek için zorlayan ve federal bir konseyle federal bir askeri şef tarafından yönetilen üç aşiretten kurulu bir konfederasyon; İspanyollar, federal askeri şefi "imparator" olarak gördüler. [Engels'in notu.]

[17] Bir sözcük oyunu: national policées — uygar uluslar ya da polisli uluslar anlamlarına gelir. -Ed.

[18] Gens höyüğü. -ç.

[19] Gensin kutsal törenleri. -ç.

[20] Kendi soyu dışında evlenebilme hakkının -ç.

[21] Aile haklarının yitirilmesi. -ç.

[22] Latince rex sözcügü, Kelt-İrlanda dilindeki righ (aşiret şefi) ve gotik reiks'tir; bu sözcükler, tıpkı başlangıctaki Almanca Fürst sözcüğü (bu, İngilizce first, Danimarka dilinde förste'nin tıpkısı olarak, "birinci" demektir), gens ya da aşiret şefi anlamına geliyordu; bunun böyle olduğu 4. yüzyıldan itibaren, Gotlar'ın bütün halkın askeri şefi ve daha sonra kral olarak adlandırılacak kimse için, özel bir sözcüğe: thiudans sözcüğüne sahip bulunmaları olgusuyla tanıtlanmıştır. Artaxerxès ve Herod, İncil'in Ulfila tarafından yapılan çevirisinde, hiçbir zaman reiks olarak değil, hep thiudans olarak adlandırılmışlardır ve Tiber İmparatorluğu'na da reiki değil, thiudinassus denir. [Engels'in notu.]

[23] Nentsi'nin eski adı. -ç.

[24] İrlanda'da geçen birkaç gün[175], kır insanlarıinın nasıl hâlâ gentilice çağın fikirleri içinde yaşadıklarını bana yeniden gösterdi. Kiracı olarak yaşadığı toprakların sahibi, köylünün gözüne her zaman, toprağı herkesin yararına yönetmesi gereken, toprak kirası, biçimi altında köylünün kendisine haraç ödediği, ama gereksinmesi olunca da ondan yardım gördüğü bir çeşit klan şefi gibi görünüyor. Ve aynı biçimde her zengin, kendini, yoksulluğa düşen komşularına yardımla yükümlü bilir. Bu türlü bir yardım bir sadaka değil, daha yoksul olanın, daha zengin olan klan üyesi ya da klan şefinden almaya hakkı bulunan şeydir. [Böylece -ç.] iktisatçılarla hukukçuların, modern burjuva mülkiyet kavramını, İrlanda köylülerinin kafasına sokmaktaki olanaksızlık üzerine söyledikleri anlaşılır; yalnızca haklara, ama hiçbir ödeve sahip bulunmayan bir mülkiyet, işte bunu İrlandalının kafası hiç mi hiç alamaz. Ama aynı biçimde, kendi saf gentilice fikirleriyle, birdenbire büyük İngiliz ya da Amerikan kentlerinde, ahlaki ve hukuksal anlayışları tamamen ayrı bir ortama düşen İrlandalıların, nasıl ahlak ve hukuk konusunda ne yapacaklarını bilemedikleri, yollarını nasıl şaşırdıkları ve çoğunlukla yığın olarak ahlak bozukluğuna nasıl düştükleri de anlaşılır. [Engels'in 1891 dördüncü baskıya notu.]

[25] Köy topluluğu. -ç.

[26] Akraba -ç.

[27] Yunanlılar, birçok halklar içinde dayı ile yeğeni birleştiren ve analık hukuku çağından gelen bağın özellikle sıkı içyüzünü, ancak kahramanlık zamanlarının mitolojisiyle bilirler. Diodoros'a göre, (IV, 34), Meleagros, Thestitus'un oğullarını, annesi Althaia'nın erkek kardeşlerini öldürür. Annesi, bu işte, günahı, bağışlanmaz bir suç görür, öyle ki, katili, yani kendi öz oğlunu kargır (lanetler) ve ölmesini diler: "Tanrılar, anlatıldığına göre, onun dileklerini yerine getirdiler ve Meleagros'un hayatına son verdiler." Gene Diodoros'a göre (VI, 44) Argonotlar, Herkül'ün kılavuzluğuyla; Trakya'ya çıktılar ve Phineus'un, yeni karısının kışkırtmasıyla, boşanmış olduğu eski karısı Boread'gil Kleopatra'nın olan iki oğluna aşırı derecede kötü davrandığını gördüler. Ama Argenotlar arasında başka Boreadlar, Kleopatra'nın, yani kötü davranış gören çocukların annesinin erkek kardeşleri vardır. Bunlar, hemen yeğenlerini savunmaya girişirler, onları kurtarır ve muhafızlarını öldürürler. [Engels'in notu.]

[28] Paralı askerler. -ç.

[29] Burada kabul edilen rakam, Diodoros'un Gol Keltleri konusundaki bir parçası tarafından doğrulanmış bulunuyor: "Gol'de, güçleri birbirine eşit olmayan birçok halk bulunur. En büyüklerindeki insan sayısı 200.000 civarındadır; en küçüklerindeki, 50.000 (Sicilyalı Diodoros, V., 25.). Demek ki, ortalama 125.000 Gol'lü halk, gelişmelerinin yüksek derecesinden ötürü, sayı bakımından Cermen halklarından kesenkes biraz daha kalabalık olarak kabul edilmelidirler. [Engels'in notu.]  

[30] Büyük Almanya. -ç.

[31] Toprak kirasını ürünle ödeyen çiftçiler. -ç.

[32] Kremon piskoposu Liutprand'a göre, Verdiun'de, yani Kutsal Cermen İmparatorluğu'nda,[182] 10. yüzyıldaki en büyük sanayi kolu, hadım imalatıydı: bunları, Magriplilerin haremleri için, büyük kârlarla İspanya'ya ihraç ediyorlardı. [Engels'in notu.]

[33] Çiftçiler topluluk halinde ve dereceli kurtuluş araçlarını sağlar. -ç.

[34] Özellikle Amerika'nın kuzeybatı kıyısında (Bancroft'a bakınız.) Kraliçe Charlot adalarında yaşayan Haidahlar arasında, aynı çatı altında sayıları 700'e varan insanı birarada toplayan ev ekonomileri bulunur. Nutkalarda, aşiretler, bütün halinde aynı çatı altında yaşıyorlardı. [Engels'in notu.]

[35] "Bunu sen istedin, Georges Dandin!", Moliére'in Georges Dandin adlı komedisinden aktarılmıştır. -Ed.

[36] Yukarda, Atina için verilen rakamlara bakınız. Korent'te bu kentin en parlak çakında, toplam köle sayısı 460.000 idi. Ejini'de, 47O.OOO; her iki durumda da, özgür yurttaşlar nüfusunun on katı. [Engels'in notu.]

[37] Gensin içyüzü üzerine hiç değilse yaklaşık bir fikir sahibi olan ilk tarihci, Niebuhr oldu; o, bunu -eleştirmeden yaydığı hatalarla birlikte- Dithmarschen'li[188] aileler üzerindeki bilgisine borçludur. [Engels'in notu.]

[38] Laselle'ın Müktesep Haklar Sistemi (Le système des droits acquis), öz bakımdan, Roma vasiyetnamesinin, bizzat Roma kadar eski oldugu savı çevresinde dönenir [ikinci kısmında]; [ona göre -ç.] Roma tarihinde "vasiyetnamesiz bir çağ" asla olmamıştır; daha doğrusu vasiyetname, Roma çağından önce ölülere tapma dininde (culte des mons) doğmuştur. Laselle; eski hegelci tarikattan olmak sıfatıyla, hukuksal Roma hükümlerini, Romalıların toplumsal koşullarından değil, iradenin "spekülatif kavramlarından" çıkartıyor; bu da, onu, tarihe karşı olan bu savı ileri sürmeye götürüyor. Aynı spekülatif kavrama dayanarak, Roma mirası sorununda, malların intikalinin ikinci bir şey olduğunu ileri süren bir kitapta, böyle bir savaş aşılamaz. Laselle, Roma hukukçularının, özellikle bunlardan çok eski çağlarda yaşamış olanların kuruntularına yalnızca inanmakla kalmaz; onlardan da ileri gider. [Engels'in notu.]

[39] Önceleri, Charles Fourier'in yapıtlarında dağınık bir halde bulunan, uygarlığın o parlak eleştirisine, Morgan'ın ve benim eleştirilerimiz yanında yer vermek niyetinde idim. Ne yazık ki, [bunun için -ç.] vaktim yok. Yalnızca [şu kadarını -ç.] belirteceğim ki, daha önce Fourier'de, tek-eşlilik ve toprak millkiyeti, uygarlığın bellibaşlı belirleyici özellikleri olarak kabul edilirler, ve Fourier uygarlığı, zenginlerin yoksullara karşı savaşı olarak adlandırır. Aynı tarzda bütün kusurlu, [yani -ç.] uzlaşmaz karşıtlıklar içinde parçalanmış toplumlarda, karı-koca ailelerinin ("bağımsız aileler"), iktisadi birimler oldukları [biçimindeki -ç.] o derin görüşte, daha önce, onda vardır. [Engels'in notu]




[142] Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni. - Marksizmin temel yapıtlarından biridir. Gelişiminin erken aşamalarındaki insanlık tarihinin bilimsel bir tahlilini verir, ilkel-komünal sistemin dağılması ve özel mülkiyete dayalı bir sınıflı toplumun biçimlenmesi sürecini açıklar, bu toplumun genel özelliklerini özetler, farklı toplumsal-ekonomik biçimlenmelerde aile ilişkilerinin özel tanıtlarını ortaya koyar, devletin kökenini ve özünü tahlil eder ve bir sınıfsız komünist toplumun sonal zaferiyle birlikte devletin tükenip gitmesinin tarihsel kaçınılmazlığını gösterir.

Engels bu kitabı iki ayda, 1884 Martının sonu ile Mayısı sonu arasında yazdı. Engels, Marx'ın elyazmalarını sınıflandırırken, Lewis Morgan'ın Ancient Society adlı kitabının Marx tarafından 1880-81'de çıkarılmış ayrıntılı bir özetini buldu. Özet, Marx'ın eleştirel birçok notunu ve kendi önermelerini ve başka kaynaklardan alınmış eklemeleri içeriyordu. Bu ilerici Amerikalı bilginin kitabının bu özetinden haberdar olduktan ve Morgan'ın kitabının Marx ile kendisinin materyalist tarih görüşünü ve ilkel toplum tahlilini doğruladığını anladıktan sonra, Engels özel bir kitap yazmayı zorunlu saydı. Marx'ın notlarından ve Morgan'ın kitabındaki bazı vargılardan ve olgusal malzemeden büyük ölçüde yararlandı. Engels bu yapıtı Marx'ın son isteğinin ve vasiyetinin kısmen yerine getirilmesi saydı. Bu kitap üzerine çalışırken, Yunan ve Roma, eski İrlanda, eski Germen vb. tarihlerinden alınmış birçok ek malzeme kullandı.

1890'da, ilkel toplum üzerine pek çok malzeme topladıktan sonra, Engels kitabının yeni, dördüncü bir baskısını hazırlamaya koyuldu. Ön araştırması sırasında bütün en son yazını, özellikle Rus bilgini M. M. Kovalevski'nin yapıtlarını inceledi, ve özgün metninde birçok değişiklik ve düzeltme yaptı, ve önemli eklemelerde, özellikle aileyle ilgili bölümde, bulundu.

Engels'in kitabının dördüncü, gözden geçirilmiş baskısı, Stuttgart'ta, 1891 sonuna doğru çıktı ve daha sonra herhangi bir değişikliğe uğramadı. -230, 247.  

[143] Bu, Engels'in Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni adlı kitabının dördüncü baskısına yazdığı önsözdür. Bu önsöz, kitap çıkmadan önce, Die Neue Zeit'ta (n° 41, 1891), "İlkel Ailenin Tarihi Üzerine" başlığı ile yayımlandı. -232.  

[144] Contemporanul. - Romen sosyalist dergi; Jassy kentinde 1881-90 yıllarında çıktı. -233.
  
[145] Magarlar. - Þimdi Nepal'in batı kesiminde yerleşik bir kabile. -239.  

[146] Engels, Ağustos-Eylül 1888'de ABD'ye ve Kanada'ya bir gezi yaptı. -244.

[147] Pueble. — New Mexico topraklarında (bugün ABD'nin ve Kuzey Mexico'nun güney-batı kesiminde) oturan, ortak tarihli ve kültürlü Kuzey Amerikalı kızılderili kabileler grubu. Adları İspanyol sömürgecilerin bu kızılderililere ve köylerine ad olarak verdikleri pueblo sözcüğünden (İspanyolca bir halk, topluluk, köy anlamına) gelmiştir. Herbirinde birkaç bin kişi barınan büyük, 5 veya 6 katlı, berkitilmiş komünal evlerde yaşıyorlardı. -263.

[148] Marx'ın bu mektubu saklanmamıştır. Engels, Kautsky'e gönderdiği 11 Nisan 1884 tarihli mektubunda bu mektubu anmaktadır. -263.
  
[149] Gönderme Richard Wagner'in yazdığı operatik dörtlü Ring of the Nibelungs'un metninedir. Bu dörtlünün konusu İskandinav destanı Edda ile Germen destanı Nibelungenslied'den alınmıştır. -263.

[150] Edda ve Oegisdrecka. — İskandinav halkının eski mitalojik öykülerinin ve yiğitlik türkülerinin bir derlemesi. -263.

[151] Az ve Van. — İskandinav mitalojisinde iki grup tanrı. Ynglinga saga'sı, bir İzlanda şairi ve vakanüvisi olan Snorri Sturluson'ın, eskiçağlardan 12. yüzyıla kadarki Norveç kralları üzerine yazdığı saga olup kitaptaki ilk sagadır. -263.

[152] Gönderme, Avusturyalı yerli kabilelerin pek çoğu arasındaki özel gruplaradır. Her grubun erkekleri belirli bir başka bir gruptan olan kadınlarla evlenebilirdi. Her kabilede 4-8 grup vardı. -267.

[153] Devirli cinsel eğlenceler (Sturnalia). — Eski Roma'da, hasat kutlanırken, Aralık ayı ortasındaki Satürn şenliği. Sözcük şimdi bir orgy'i, yabanıl, dizginsiz bir kutlamayı belirtmek için kullanılıyor. -276.

[154] Bkz. L. H. Morgan, Ancient Society, London, 1877, s. 465-66. -283.

[155] Aynı yapıt, s. 470. -284.

[156] Gönderme, M. M. Kovalevski'nin yapıtınadır: Primitive Law, Book I, The Gens, Moscow, 1886. Yazar Rusya'daki aile topluluğu üzerine Orşanski'nin 1875'te ve Yefimenko'nun 1878'de derlediği verilere işaret ediyor. -285.

[157] Yaroslav Pravda'sı, Rus Pravda'nın, 11. ve 12. yüzyıllarda geleneksel yasalara dayalı olarak ortaya çıkmış olup o tıplumun toplumsal-ekonomik ilişkilerini yansıtan eski Rus yasalarının kod (Code)u olan Rus Pravda'nın eski versiyonunun birinci bölümü.

Dalmaçya Yasaları, 15-17. yüzyıllarda Politz'te (Dalmaçya'nın bir kesimi) yürürlükteydi. Politz Statüsü diye bilinirler. -285.

[158] Calpulli. — Mexico'da İspanyol fethi sırasında Meksikalı kızılderili aile topluluğu. Üyelerinin ataları ortak olan her aile topluluğunun kalıtçılar arasında bölünemeyen veya zorla elkonamayan ortak bir arazi parseli vardı. -286.  

[159] Das Auslan ("Yabancı Ülkeler"). — Coğrafya, etnografya ve doğal bilimle ilgilenmiş, 1828-93 yıllarında yayımlanmış bir Alman dergisi. 1873'ten sonra Stuttgart'ta çıkmıştır. -286.

[160] Gönderme Civil Code'un (Yurttaşlık Yasasının) 200. maddesinedir. -288.

[161] Ispartalılar (Spartiatlar). — Eski Isparta'da bütün yurttaşlık haklarından yararlanan yurttaşların sınıfı.

Helotlar. — Eski Isparta'da toprağa bağlı ve Ispartalı toprak sahiplerine vergi ödemekle yükümlü, olanakları kıt kişilerin sınıfı. -290.

[162] Aristofanes — Thesmophoriazusae. -290.

[163] Afrodit Tapınakları Köleleri (Hierodular). — Eski Yunanda ve Yunan sömürgelerinde her iki seksten tapınak köleleri. Küçük Asya'yı ve Korenti de içeren birçok yerde, kadın tapınak köleleri orospuluk da yapardı. -293.

[164] Gutrun. — Bir 13. yüzyıl German destan şiiri. -305.

[165] Göndenme, 1519-21'de İspanyol sömürgecilerin Mexico'yu fethinedir. -317.  

[166] L. H. Morgan, Ancient Society, London, 1877, s. 115. -319.  

[167] Tarafsız Uluslar (Neutral Nations). — İrokularla hısım olup Erie Gölünün kuzey kıyısında yaşamış kızılderili kabilelerin 17. yüzyılda oluşturduğu askeri ittifak. Fransız sömürgeciler onlar bu adı verdiler; çünkü bu birleşme İrokualarla Huronlar arasındaki savaşlarda tarafsız kaldı. -324.

[168] Gönderme, 1879-87'de Zulus'un Britanyalı sömürgecilere karşı verdiği ulusal kurtuluş savaşınadır.

Nubyenler, Sudan'ın Arapları ve öbür ulusallıkları olup 1881'den 1884'e kadar süren ulusal kurtuluş savaşına katıldılar. Müslüman Vaiz Muhammed Ahmed'in önderliğindeki ayaklanmaları bağımsız bir merkezi devletin kurulmasıyla sonuçlandı. İngilizler Sudan'ı ancak 1899'da fethettiler. -325.

[169] Gönderme sözde Metek'lere, ya da Attika'da sürekli olarak yerleşmiş yabancılaradır. Onlar köle değillerdi; ama Atinalı yurttaşların bütün haklarını da kullanamazlardı. Özellikle elzanaatları ve ticaret ile uğraşırlardı ve özel bir vergi ödemek zorundaydılar ve aracılıkları ile yönetime (hükümete) başvurabildikleri olanaklı kişilerden "patronları" vardı. -344.

[170] Oniki Levha Yasası. — Pleplerin patrisyenlere karşı verdikleri savaşımın bir sonucu olarak M. Ö. 5. yüzyılın ortasında formülleştirilmiş Roma Hukukuk kod (code)u. Bu kod, mülkiyete göre Roma toplumunun tabakalaşmasını, köleliğin evrimini ve köle sahibi devletin biçimlenmesini yansıtıyordu. Kod oniki levhaya hakkedildiği için bu adı aldı. -348.

[171] Pön Savaşları. — Köle sahibi en büyük devletler -Roma ve Kartaca- arasında Batı Akdenizde egemenlik ve yeni ülkeler ve köleler ele geçirmek için verilen savaşlar. İkinci Pön Savaşı (M.Ö. 218-210) Kartaca'nın bozgunu ile bitti. -350.

[172] Galler ülkesi, İngilizler tarafından 1283'te fethedildi; ama o zaman özerkliğini korudu. İngiltere ile 16. yüzyılın ortasında birleşti. -359.

[173] 1869-70'te Engels, İrlanda tarihiyle ilgili bir kitap yazıyordu; ama kitabı tamamlamayı başaramadı. Engels, Kelt tarihini incelerken eski Gal yasalarını tahlil etti. -359.

[174] Engels burada şu kitaptan alıntı yapıyor: Ancient Laws and Institutes of Wales, cilt. I, 1841, s. 93. -360.

[175] Engels, 1891 Eylülünde İskoçya'yı ve İrlanda'yı dolaştı. -360.

[176] 1745-46'da, İskoçya, İngiliz ve İskoç toprak aristokrasisi ile burjuvazisinin çıkarına uygulanan baskıya ve mülksüzleştirmeye karşı dağlı klanların ayaklanmasına sahne oldu. Kuzey İskoçyalılar klanlara dayalı bir geleneksel toplumsal yapıdan yanaydılar. Ayaklanma bastırıldıktan sonra İskoçya'nın dağlık alanlarındaki klan sistemi çöktü ve klan toprak sahipliğinin sağ kalanları elendi. Gittikçe daha çok sayıda İskoç köylü toprağından sürüldü; klan mahkemeleri kaldırıldı ve belirli klan gelenekleri yasaklandı. -360.

[177] L. H. Morgan, Ancient Society, London, 1877, s. 357-358. -360.

[178] Almanyalılar Hukuku. — Çağdaş Alsas, Doğu İsviçre ve Almanya'nın güney-batı kesiminde 5. yüzyılda yerleşik olan Alamanni Germen birleşmesinin (ittifakının) ortak yasalarının bir kodu (code). Bu yasaların tarihleri 6. yüzyılın sonu ile 8. yüzyıl arasındaki döneme kadar uzanır. Engels, burada Almanyalılar Hukukunun LXXXI (LXXXIV) sayılı yasasına göndermede bulunuyor. -363.

[179] Hildebrand Türküsü. — Bir destan şiir, 8. yüzyılda eski Germen destan şiirinin bir örneği. Bugüne kadar yalnız parçaları kalmıştır. -364.

[180] Germen ve Gal kabilelerinin Roma egemenliğine karşı başkaldırması M. S. 69-70'te (bazı kaynaklara göre 69-71'de) oldu. Civilis'in önderliğinde, Roma yönetimindeki Galya'nın büyük kesimine ve Germenik alanlara yayıldı. Romalıları bu ülkelerden kovmakla tehdit etti. Başkaldıranlar yenildi ve Romayla uzlaşmaya zorlandı. -367.

[181] Codex Laureshamensis. — Lorch Manastırının ruhsatlarının ve üstünceliklerinin kopyalarının bir derlemesi. 12. yüzyılda toplandı ve 8. ve 9. yüzyılların köylü ve feodal toprak sahipliği sistemiyle ilgili önemli tarihsel belgedir. -370.

[182] Kutsal Cermen İmparatorluğu 962'de kuruldu ve Almanya'yı ve İtalya'nın bir kesimini kaplıyordu. Sonradan Fransız ve Çek ülkelerinin, Hollanda'nın, İsviçre'nin ve başka ülkelerin bazı alanlarıyla birleşti. İmparatorluk merkezi bir devlet değildi; feodal presliklerin ve İmparatorun yüce gücünü tanıyan özgür kentlerin gevşek bir birliğiydi. 1806'da, Fransa ile savaşta yenildikten sonra, Hapsburglar Kutsal Cermen İmparatorluğu imparatoru unvanından vazgeçmeye zorlanınca, parçalandı. -378.

[183] Gedik (Benefice). — Ödül olarak ihsan edilmiş toprak parseli. Bu ödüllendirme biçimi, 8. yüzyılın ilk yarısında, Frankonya devletinde genel uygulamaydı. Toprak parselleri ve onlara bağlı köylüler, gedik biçiminde, gedikçilere (beneficiary), ömür boyunca hizmet, çoğu zaman askeri türden hizmet karşılığında devrediliyordu. Gedik sistemi, daha çok aşağı ve orta soyluluktan oluşan bir feodal sınıfın biçimlenmesine, köylülerin serfler haline gelmelerine ve vasal ilişkilerin ve feodal hiyerarşinin gelişmesine katkıda bulundu. Daha sonra, gedikler, fief ve kalıtsal mülk haline getirildi. -381.

[184] Gau Kontları (Gaugrafen). — Frankonya devletindeki kontlukları yönetmek için atanan krallık görevlileri. Bunlar yargı erki ile donatılmışlardı, vergileri toplar ve askeri seferler sırasında askeri birliklere kumanda ederlerdi. Hizmetlerine karşılık belirli bir konlukta toplanan krallık gelirlerinin üçte-birini alırlar ve mülk arazilerle ödüllendirilirlerdi. Özellikle 877'den sonra, görevin ardıllık hakkıyla devredilmesi resmi kararıyla, kontlar giderek kendilerine hükümdarca güçler ihsan edilmiş güçlü feodal senyörler oldular. -382.

[185] Angaries. — Devlet ulaşımı için taşıt ve at sağlamakla yükümlü Roma İmparatorluğu yerleştikleri tarafından yerine getirilen zorunlu hizmetler. Bu hizmetler, zamanla, geniş bir ölçüde kullanıldı ve halka çok ağır bir yük oldu. -383.

[186] Commendation. — Saptanmış uygulamaya (askeri hizmet, geleneksel bir edinim [holding]e karşılık bir toprak parselinin devri) uygun olarak, bir köylünün veya bir küçük toprak sahibinin kendisini güçlü bir toprak sahibinin korumasına emanet ettiği bir yasa. Çoğu zaman bunu zorla yapmak durumunda bırakılan köylüler için bui, kişisel özgürlüğün yitirilmesi demekti ve küçük toprak sahiplerinin, güçlü feodal lordların vasalları olmasına yolaçtı. 8. ve 9. yüzyıllardan başlayarak Avrupa'da yaygınlaşan bu uygulama, feodal ilişkilerin pekiştirilmesine yardım etti. -384.  

[187] Hastings. — Normandiya Dükü William'ın Anglo-Saxon kralı Harold'u, 14 Ekim 1066'da yendiği yer. Anglo-Saxon ordusunda gentile sistemin artıkları bulunuyordu ve birlikler ilkel biçimde silahlanmıştı. William İngiltere Kralı oldu ve Fatih William (William the Conqueror) diye anılageldi. -391.

[188] Dithmarschen. — Bugünkü Schleswig-Holstein'ın güney-batısında bir alan. Eski zamanlarda burada Saksonlar yerleşikti; 8. yüzyılda burayı Şarlman (Charlemagne) zaptetti ve burası, sonradan, çeşitli kilise büyüklerine ve dünyevi lordlara ait oldu. 12. yüzyılın ortasında, çoğu özgür köylüler olan Dithmarschen halkı, bağımsızlığını kazanmaya başladı. 13. yüzyılın başları ile 16. yüzyılın ortası arasında gerçek bağımsızlığa kavuştu. O dönemde Dithmarschen, özyönetimli (self- governing) ve birçok halde eski köylü klanlara dayana köylü topluluklarının karışık bir birikimiydi. 14. yüzyıla kadar en büyük güç bütün özgür toprak sahiplerinin bir kurulunca kullanılıyordu ve sonra seçilmiş üç collegia'ya geçti. 1559'da, Danimarka kralı Friedrich II'nin ve Hostein dükleri Johann ile Adolf'un askeri birlikleri Dithmarschen halkının direncini kırdılar ve bölge fatihler arasına üleşildi. Bununla birlikte, komünal sistem ve kısmi özyönetim 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar varolageldi. -398.

[189] Bkz. Hegel, Grundlinien der Philosophie des Rechts ("Hak Felsefesinin Anaçizgileri"), §§ 257 ve 360. -398.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.